Tülay Hatimoğulları: Komisyon, ‘Yarın yapacağız’ yaklaşımıyla ipe un seriliyorsa, kabul etmek mümkün değil!

T24 Haber Merkezi

DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları, 1 Eylül Barış Günü Miting’inde Komisyon’a ilişkin olarak, “Bir komisyon oluşturuldu, çok kıymetli. Parlamentonun yüzde 95’ini temsil ediyor bu komisyon. Bütün siyasi partilere gösterdikleri sorumluluktan dolayı bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz ancak şunu da belirtmeliyiz kişiyi niyet mesajlarıyla ve hele şu gün de geçsin yarın yapacağız yaklaşımıyla ipe un seriliyorsa bunu kabul etmek mümkün değildir” dedi.

Tülay Hatimoğulları’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bugün barışı örgütlemek için hep beraber ortak bir tavır koymaya geldik. 1 Eylül dünya barış günü 2. Dünya savaşanın başladığı günün tarihi aynı zamanda. Çok insan kaybettik. Çok insanın hayatına mal oldu 2. Dünya savaşı. Ama o günden bugüne kadar ne yazık ki emperyalist güçler, kapitalist sistem savaşa, çatışmalara doymadı.

Ve şimdi Rusya Ukrayna savaşı, İsrail’in Filistin’i işgali, İsrail-İran savaşı ve şu anda devam etmekte olan bölgedeki Yemen’den Lübnan’a Irak’a Suriye’ye kadar her taraf ne yazık ki bir savaş ve çatışma alanı gelmiş durumda. Ve 3. dünya savaşının arifesinde olan bir dönemden geçiyoruz. İşte o yüzden böylesi bir dönemde daha fazla barış demeye ihtiyacımız var. Bugün Filistin’de yaşananlar insanlığın sıfır noktası demektir. Açlıkla ölümle topraksızlıkla karşı karşıya ve buradan hep beraber zılgıtlarımızda Filistin halkının yanında olduğumuz mesajını hep beraber gönderelim.

Suriye’de bir an önce barış tesis edilmeli. Bunun yolu da orada yaşayan bütün halklardan kesimlerin kendini ifade edebileceği bir yönetim şekli ve bir demokratik anayasanın oluşturulmasıyla mümkündür.

“Süreçte daha hızlı adımlar atılması lazım”

Biliyorsunuz 27 şubat’ta Öcalan’ın tarihi bir çağrısı gerçekleşmiştir; barış ve demokratik toplum çağrısı. Türkiye tarihi bir fırsat yakalamıştır bu fırsatı iktidar muhalefet devlet herkesin o kadar iyi değerlendirmesi gerekiyor ki, tarihte böylesi fırsatlar az gelir önümüze. Bu çağrının güçlü bir şekilde karşılık bulması için, mevcut süreçte daha hızlı adımlar atılması lazım.

Komisyon mesajı: ‘Yarın yapacağız’ yaklaşımıyla ipe un seriliyorsa, kabul etmek mümkün değil!

Bir komisyon oluşturuldu, çok kıymetli. Parlamentonun yüzde 95’ini temsil ediyor bu komisyon. Bütün siyasi partilere gösterdikleri sorumluluktan dolayı bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz ancak şunu da belirtmeliyiz kişiyi niyet mesajlarıyla ve hele şu gün de geçsin yarın yapacağız yaklaşımıyla ipe un seriliyorsa bunu kabul etmek mümkün değildir. Bugün bu komisyonun acil bir biçimde süreci hızlandırmak üzere yasal düzenlemeleri yapması lazım. İnfazda eşitlik yasasından tutalım da kayyım yasası ve demokratik yerel yönetimler yasasına kar. Özellikle infazı yakılanlar, aslında bir yasa çıkarmaya gerek olmadan atılması gereken çok önemli adımlar var. Bunlar hasta tutsaklarla ilgili adımlar, bunlar infaz yakmalarla ilgili adımlar. Bunlar Can Atalay’ın Osman Kavala’nın Çiğdem Mater’in hakkında verilmiş AİHM ve AYM kararlarının hayta geçmesi lazım. Aynı şekilde Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve bütün Kobani tutsakları derhal serbest bırakılmalıdır.

Komisyona çağrı: Öcalan ile bir an önce görüşme sağlanmalıdır

Komisyonun adım atması gerek en önemli adımlardan biri; Kürt halkının ve kendi örgütünün baş müzakereci olarak ilan ettiği Sayın Abdullah Öcalan ile bir an önce görüşme sağlanmalıdır. Öcalan’ın özgür çalışabileceği, özgür yaşayabileceği bir ortamın her kesimle görüşme yapabileceği bir ortamın acilen sağlanması lazım.

“Kayyımı da kabul etmiyoruz, muhalefete baskıyı da kabul etmiyoruz”

Seçilmiş belediye başkanları, İstanbul’un ve ilçelerinin iradesi, Mardin’in Van’ın iradesi acilen serbest bırakılmalıdır. Görevlerine hepsi acilen iade edilmelidir. Kayyımı da kabul etmiyoruz, muhalefete baskıyı da kabul etmiyoruz. Bize düşen en büyük göreev bu ülkede demokrasiyi tesis etmek.”

Dem Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz, Abdullah Öcalan’ın mektubunu okudu.

Öcalan’ın mektubu şu şekilde:

“Barış ve demokrasi için mücadele edenlere…

Barış ve demokratik çözüm çağrımız, sıradan bir siyasi hamle değil; stratejik bir adım ve tarihsel bir dönüm noktasıdır. Bu çağrıyla birlikte hem Türkiye’de hem de Ortadoğu genelinde, savaşların ve yıkımların yerini barışa dayalı demokratik bir yaşamın alacağı yeni bir dönemin kapıları ardına kadar açılmıştır.

Bu, yalnızca bir temenni değil; güçlü bir imkan ve ciddi pratik adımlarla inşa edilmesi gereken somut bir gerçekliktir. Çünkü gerçek barış, yalnızca silahların susması ya da çatışmaların sona ermesi değildir. Gerçek barış; özgürlüğün, demokrasinin ve toplumsal adaletin yaşamın bütün alanlarında vücut bulmasıyla mümkündür. Bu toplumsal dönüşüm, halklarımız için sadece bir hak değil; aynı zamanda önümüzdeki yeni dönemin temel görevidir.

Halklarımızın mücadelesiyle barış, demokrasi ve özgürlük değerleri mutlaka kökleşecek, toplumsal yaşamda karşılığını bulacaktır. Artık bu ülke, barışı ve demokratik yaşamı hem hakkı hem de görevi olarak görenlerin yurdu olacaktır.

1 Eylül vesilesiyle halklarımızı bu tarihi göreve sahip çıkmaya, barış ve özgürlük yürüyüşünü daha da büyütmeye çağırıyorum.

Herkesin bu dönemin ciddiyetini kavrayarak kendini gözden geçireceğine ve barışın ruhuna uygun hareket edeceğine olan inancımla hepinizi bitmeyen sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.”

Güncellenecek…