Sebahat Tuncel: “Dargeçit Belgeseli ve Yargı Süreci Üzerine Değerlendirmeler”

Eski HDP ve DBP eş genel başkanlarından Sebahat Tuncel, kamuoyunda “Dargeçit JİTEM Davası” olarak bilinen ve tüm sanıkların beraat ettiği davayı anlatan “Dargeçit” belgeselini değerlendirdi. Tuncel, hakikat, adalet ve yüzleşme konularında herkesin ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak, “Gerçekliği görmek gerekir. Hazni Doğan işkence görüyor. Kardeşinin kemiklerini kendi buluyor ama aynı zamanda örgüt üyeliğinden cezaevinde. Bu bizim kaderimiz değil. Değiştirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yerel mahkeme aşaması beraatle sonuçlanan “Dargeçit JİTEM Davası” 2025 yılında zaman aşımına uğrayacak. Belgesel yönetmeni Berke Baş, Hafıza Merkezi iş birliğiyle davanın belgeselini çekti ve “Zamansız suçların zamanaşımı olmaz” sloganıyla tanıtımını yaptı.

Sebahat Tuncel, belgeseli ve dava sürecini şu şekilde değerlendirdi: “Belgeseli izlediğimde Kürtler açısından iki farklı tablo ortaya çıkıyor. Yargılayanlar ve yargılananlar perspektifi var. Daha önce Temizöz davasına da katıldım. Orada da beraat kararı çıktı. Ne yazık ki Kürtlerin tanıklıkları hiçbir zaman kabul görmedi. Dargeçit davasında da benzer bir durum var. Cezasızlık Türkiye genelinde yaygın bir sorun. Kobani dosyasında da gizli ve açık tanıkların ifadeleri olmasına rağmen, mahkeme kararları genellikle beraat yönünde oldu. Bu durum Türkiye’deki adalet sisteminin sorunlarını ortaya koyuyor.”

Dargeçit’te abisinin kemiklerini kuyudan çıkaran Hazni Doğan’ı örnek gösteren Tuncel, “Hakikat, adalet ve yüzleşme herkes için gereklidir. Gerçeklerle yüzleşmek önemlidir. Hazni Doğan işkence görüyor, kardeşinin kemiklerini kendi buluyor ve aynı zamanda örgüt üyeliği iddiasıyla cezaevinde. Bu trajik bir durumdur. Bu durumu değiştirmemiz gerekiyor” dedi.

Davalardan çıkan beraat kararlarını ve tanıklık sorununu “yargının siyasallaşması” olarak yorumlayan Tuncel, yargı sisteminin siyasi iktidar tarafından nasıl kullanıldığını gözler önüne serdi.

“İnsanlık suçlarında zaman aşımı olmamalı” düzenlemesine rağmen geçmişteki örneklerde zaman aşımına rastlandığını hatırlatan Tuncel, Türkiye’de demokratik siyasetin, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için bu tür çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurguladı. Tuncel, “Gerçek anlamda yüzleşme ile bu sorunlar çözülebilir. Hepimize görev düşüyor. Bu dosyanın 2025’te zaman aşımına uğramaması gerekiyor” şeklinde konuştu.