Çengelköy’de 1902’de dünyaya gelen Kemalettin Tuğcu’nun babası Ali Galip Beyefendi, Çanakkale ve Sarıkamış savaşlarında yaralanmış bir binbaşı, annesi de düzgün keman çalan bir mesken hanımıydı. Tuğcu, hayatı boyunca 400’den fazla roman ve hikaye yazdı.
Tuğcu, ayaklarındaki sakatlık nedeniyle okula gidemeyip 26 yaşına kadar toplumdan uzakta yaşasa da hiçbir öğretmenden ders almadan kendi kendisini yetiştirdi ve Fransızca öğrendi.
Devlet Demiryolları’na 1929’da ambar memuru olarak giren Tuğcu, 1931’de girdiği Türkiye Matbaası’nda ise ciltçi, dizgici ve yönetici olarak çalıştı.
Tuğcu, birinci yazılarını “Yavrutürk” mecmuasında yayımladı ve Ev-İş ile Moda Albümü mecmualarının yazı işleri müdürlüğünü yaptı.
Ev-İş Bayan gazetesi ile “Hayat” mecmuasında sekreterlik, arşiv şefliği, yönetim ve yayın müdürlüğü üzere çeşitli vazifelerde bulunan Tuğcu, yönetim müdürlüğü yaptığı “Doğan Kardeş Matbaası”ndan 1974 yılında emekliye ayrıldı.
400’den fazla kitap yazdı
İstanbul’da 1936’dan sonra çıkan çocuk mecmualarının birçoklarında şiir ve öykü yazan Tuğcu “Ateş”, “Yıldız”, “Muallimler Birliği”, “Çocuk Haftası”, “Binbir Roman”, “Ceylan” ve “Gelincik” üzere mecmualarda çalıştı.
Yayınlanmayanlar dahil 400’den fazla kitap kaleme alan müellif, romanlarında sevgi, dostluk, merhamet, yardımlaşma, dürüstlük üzere insani paha ve temaları işledi. Tuğcu, romanlarında eğitime büyük ehemmiyet verdi ve 1980’e kadar pek çok jenerasyona okuma alışkanlığı kazandırdı.
“Hz. Muhammed’in Hayatı” isimli bir incelemesi de bulunan müellif, anlatım formu bakımından sunduğu çeşitlilikle okuyucuların dikkatini çekti.
Çocuk edebiyatında akla birinci gelen müelliflerden olan Tuğcu’nun “Üç Aylıklar” kitabı uzun yıllar çalıştığı Türkiye Yayınevi’nin sahibi Tahsin Demiray’da kaldı ve basılmadı.
“Kitaplarımda hiçbir vakit karakterleri öldürmedim”
Bir söyleşide “13 yaşımdan beri yalnız yazı yazdım. Beni bu yazılar avuttu, yazdıklarımla yaşadım.” diyen Tuğcu, diğer bir söyleşide “Yazdıklarım daima hoş biter, umut verir. Yazdıklarımda hiç kimseyi öldürmemişimdir. Çocuklar cinayetten hoşlanmazlar.” ifadelerini kullandı.
Birçok kitabı sinema ve dizi oldu
Tuğcu’nun yapıtları, bahisleri bakımından daima tartışma konusu oldu ve hayatı, yeğeni Nemika Tuğcu tarafından “Sırça Köşkün Masalcısı” isimli kitapta anlatıldı.
“Ayşecik”, “Kolsuz Bebek”, “Yüz Karası” ile “Üvey Baba” üzere birçok yapıtı sinemaya ve televizyon dizilerine uyarlanan muharrir, 1995 Tüyap Kitap Fuarı’nda çocuk edebiyatı alanında ödül kazandı.
Kemalettin Tuğcu öldü
Türkiye’nin en çok okunan müelliflerinden Tuğcu, 1996’da Çengelköy’de vefat etti ve Çengelköy Mezarlığı’na defnedildi.
Yazarın öne çıkan birtakım yapıtları:
“Üvey Baba”, “Küçük Hanım”, “Sokak Çocuğu”, “Yetim Ali”, “Ahretlik”, “Korkunç Yıllar”, “Hırsızın Oğlu”, “Yetim Malı”, “Ayşecik”, “Unutulan Çocuk”, “Yolunu Şaşıran Adam”, “Kimsesiz Çocuklar”, “Anasının Kuzusu”, “Yer Altında Bir Şehir”, “Ah Bu Çocuklar”, “Eskici Baba”, “Maymunlar Adası”, “Serseri Çocuklar”, “Babasının Oğlu”, “Köyden Gelen Yabancı”, “Pasifikte Bir Türk Genci”, “Balıkçı Güzeli”, “Çocuklar Adası”, “Öksüz Oğlan”, “Adını Değiştiren Çocuk”, “Altın Bilezik”, “İncili Terlik”, “Düşkün Çocuk”, “Sokak Çocuğu”, “Köyünü Unutan Adam”, “Yuvadan Uzak”, “Zavallı Büyük Baba”, “Küçük Serseri”, “Dağdaki Yabancı”, “Şeytan Çocuk”, “Annelerin Çilesi”, “Cambazın Kızı”, “Yılanlı Bağ”, “Yetim Ali”, “Annesizler”, “Köyden Gelen Kız”, “Zavallı Çocuk”, “Aferin Yaşar”, “Sokak Köpeği”, “Bir Ocak Söndü”, “Süt Kardeşler”, “Baba Evi”, “Kuklacı”, “Bir Garip Kızcağız”, “Babam ve Ben”, “Kuyulu Bahçe”, “Benim Annem”, “Bu Çocuk Kimin”, “Toprak Adamları”, “Babasızlar”, “Balıkçının Kızı”, “Ana Hakkı”